CERN'de yapılan deneyler, yalnızca fizik tarihinin değil; tüm bilim tarihinin en önemli deneyleri arasında yer alıyor. Hal böyle olunca medyada da zaman zaman adını duyduğumuz CERN'e az çok kulak aşinalığımız var. Yine de gelin, biraz daha yakından tanıyalım...

Deney alanları haricindeki ofisler, kontrol merkezleri ve toplantı salonları gibi araştırmacıların en çok vakit geçirdiği binalar yerin üstünde bulunuyor. Deney alanlarına girerken retina taraması olduğu doğru; ancak bu, "Melekler ve Şeytanlar" adlı kitapta belirtildiği gibi lazerle değil, fotoğraflama sistemiyle gerçekleşiyor. Her ne kadar CERN’in adının duyulmasında etkisi olsa da kitabın yanlış bilgiler içerdiğini belirtmek gerek.

Bu çarpıştırıcıda yapılan deneyler sonucunda elde edilen tam 300 TB boyutundaki veri, halka açık hale getirilmiş durumda. LHC'nin yer altında olmasının canlılara zarar vermesiyle hiçbir alakası yok. Aksine deneyin sağlıklı sonuçlar vermesi ve dışardan gelen kozmik ışınlardan etkilenmemesi için yer altına inşa edildi.

Bu mıknatısların sağladığı toplam çekim kuvveti, Dünya'nın çekim kuvvetinden 100.000 kat daha fazla. Bu kuvvet sayesinde proton demetleri saatlerce tur atabiliyorlar. Bu saatlerce süren turları sırasında 10 milyar kilometreye kadar yol gidebiliyorlar. Asıl adı Higgs Bozonu olan bu parçacık medyada Tanrı Parçacığı olarak isimlendiriliyor. Nedeni ise Leon Lederman'ın bir türlü bulunamayan Higgs bozonu hakkındaki kitabına verdiği Tanrı'nın Belası Parçacık isminin Tanrı Parçacığı olarak değiştirilmesi.

Bunu yaparken de ışık hızının oldukça yakınına ulaşıyorlar. Bir turları sırasında 27 km katediyorlar. Proton hızlandırmaları sırasında CERN'de sıcaklıkların Güneş'in merkezindeki sıcaklıklar kadar büyük bir değere ulaştığı biliniyor. Bu soğutucular sayesinde de dış uzaydan bile daha soğuk ortamlar yaratılıyor. Soğutucu etki için de sıvı helyum kullanılıyor.

Türkiye henüz üye ülkelerden değil, ancak "ortak üye" adı verilen bir ünvana sahip. Daha öncesinde ise gözlemci ülke statüsünde idik.