Bütün dünya tarafından tanınan Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı, hem nefret edilen hem de sevilen bir kişilik olmuştur. Ve hissedilenler farklı olsa bile o her daim dikkat çekmiş, her zaman ilgiyle takip edilmiş. Tam adı Pablo Emilio Escobar Gaviria olan baron, 1949 yılında Rionegro’da dünyaya gelmiş. Ufak tefek suçlara henüz küçük bir çocukken başlamış, karaborsa ürünlerden sonra kaçakçılık yapmanın daha çok para getirdiğini anlayarak bu alana yönelmiş. Hızla yükselen hırslı genç, kısa sürede ismini duyurmayı başarmış, rakiplerini tek tek ortadan kaldırarak uyuşturucu trafiğinin kontrolünü eline almış.

24 yaşındayken ileride karısı olacak 13 yaşındaki Maria Victoria Henao ile tanışan Escobar, ailesinin bütün karşı çıkmalarına rağmen 2 sene sonra 1976’da Maria’yla evlenmiş. Bir sene sonra çiftin ilk çocuğu Juan Pablo dünyaya gelmiş, 1984’de de kızları Manuela doğmuş. Hem çocuklarına hem de eşine fazlasıyla düşkün olan Pablo Escobar, kızı doğum gününde bir unicorn istiyor diye aldığı ata kanat ve boynuz eklettirmiş. Yani Pablo Escobar 1980’li yıllarda bir yandan uyuşturucu kaçırma işinden tomar tomar para kazanırken, bir diğer yandan da iyi bir aile babası olmuştur diyebiliriz.

Ayrıca yaptığı hayır işleriyle de halkın gözünde bir kahraman imajı yaratmayı başarmış dünyanın en zenginleri arasında olan baron. 1991 yılında tutuklandığında Escobar’a kendisinin yaptırdığı La Catedral isimli lüks hapishanede kalması için izin verilmiş. Fakat başka bir hapishaneye gönderilmek istendiğinde buradan kaçmış. Ve 16 ay boyunca kaçmaya devam eden Pablo Escobar, 2 Aralık 1993’de yakalandığı çatıda vurularak öldürülmüş. Polislerin cesedinin yanında gülümseyerek poz verdiği Escobar, binlerce kişinin katıldığı bir cenazeyle son yolculuğuna uğurlanmış.