Bugün her şeye ulaşmak insanlık açısından çok kolay olabilir ancak insanlık tarihinin çok büyük bir bölümünde bu imkansıza yakındı. İnsanlık, bu zorlukları aşmak için sürekli gelişti ve bu gelişme serüveni boyunca birçok olay yaşadı. Yaşanan bu olaylar, insanlık açısından çok fazla etkiye sahip. İşte onlardan bazıları…

İnsanlık, 6 milyon yıl önce maymunlardan ayrıldı ve serüven başladı. İnsanlık tarihinin en önemli noktalarından biri burada yaşandı. Hominini (İnsansılar) oymağında ikiye ayrılıp yoluna homo kolundan devam eden insanoğlu, birçok evrim sürecinin sonunda günümüzden 200.000 yıl önce Homo Sapiens, 50.000 yıl önce de Homo Sapiens Sapiens’e evrildi.

İki ayak üstünde durmaya başlamak, insanlık tarihi açısından bir dönüm noktası oldu. Atalarımızın iskeletleri, milyonlarca yıl boyunca dört ayağı üstünde yürüyen ve görece küçük kafası olan bir canlıdan evrilmiştir. Dik bir pozisyona geçmek büyük bir zorluktu, özellikle de iskeletin çok geniş bir kafayı desteklemesi gerektiğinde. İnsanlık geniş görüş açısının ve becerikli ellerinin bedelini sırt ağrıları ve boyun tutulmalarıyla ödedi.

Kadınlar daha da fazlasını ödemek zorunda kaldı. Dik bir duruş daha dar kalçalar demekti ve bu da doğum kanalını daraltıyordu, üstelik aynı anda bebeklerin de beyni giderek büyüyordu. Doğumda ölüm, dişi insanlar için ciddi bir sorun haline geldi. Bebeklerin kafası ve beyni daha küçük olduğundan, erken doğum yapan kadınlar daha çok hayatta kaldılar ve daha çok çocuk sahibi oldular; doğal seçilim bu şekilde erken doğumlara hayatta kalma şansı verdi. Elbette böylelikle diğer hayvanlara kıyasla insanlar, pek çok hayati öneme sahip sistemleri henüz tam olarak gelişmemişken erken doğar hale geldiler. Bir tay doğumundan kısa süre sonra yürüyebilir, bir yavru kedi birkaç haftalıkken annesi yiyecek arayışı sırasında onu yalnız bırakabilir ancak insan bebekleri yıllar boyunca yardım, bakım, koruma ve eğitim için büyüklere muhtaçtır.

İnsanlık gelişti. GeliKöpekler hem avlanmak hem de savaşmak, ayrıca vahşi hayvanlara ve davetsiz misafirlere karşı da bir alarm sistemi olarak kullanılıyordu. Nesiller boyunca, iki tür birbirleriyle daha iyi iletişim kuracak şekilde birlikte evrildi. İnsanların ihtiyaçlarına ve duygularına en çok dikkat eden hayvan olan köpekler, insanlar tarafından diğer hayvanlara göre daha çok ilgi görüp beslendiler, bu yüzden de hayatta kalma şansları daha yüksekti. Eşzamanlı olarak köpekler de, insanları kendi ihtiyaçları için manipüle etmeyi öğrendiler. 15 bin yıllık bağ, insanlarla köpekler arasında, insanlarla diğer hayvanlar arasındakinden çok daha derin bir yakınlık ve karşılıklı anlaşma yarattı hatta bazı durumlarda köpekler de tıpkı insanlar gibi törenle gömüldüler.

Denizciliğin gelişimi ile beraber diğer kıtalara yolculuklar başladı. 45.000 yıl kadar önce Endonezya takımadalarında ilk denizci toplulukları ortaya çıktı. Bu denizciler, okyanusa açılabilecek gemiler inşa ederek birçok yeni keşif yaptılar. Bu keşiflerin yanı sıra balıkçılık ve tüccarlık da gelişti. Keşiflerin sonucunda insanın yaşam tarzında ve becerilerinde eşi görülmedik bir değişim başladı. Bu değişim ve Avusturalya’nın keşfi, yeni göç yollarını da ortaya çıkardı.

Tarihi değiştiren dönüm noktalarından biri: Tekerleğin icadı. Tekerlek fikri ilk olarak yan yana yatırılmış ağaç gövdeleri üzerine konulan nesnelerin ittirilerek hareket ettirilmesinden ortaya çıkmıştır. Tekerlek ile ilgili en eski kayıt milattan önce 3.500 yıllarına dayanmaktadır. Birbirine tahta mıhlarla iliştirilmiş yan yana üç kalasın yontularak yuvarlaklaştırılması yöntemiyle üretilmiştir.

Tekerleğin icadını, yazı ve alfabenin icadı takip etti. Arkeolojik bulgular ışığında Sümer yazı sistemi “bilinen” en eski yazı sistemidir. Sümer rahipleri yazıyı, tapınak ve depolarda bulunan malları kaydetmek amacı ile kullanmışlardı. Bu kayıtları tutarken bu işlemleri gerçekleştirenlerin isimlerini belirtme sorunu doğmuştu. Bunun üzerine kişi isimlerinin heceleri nesne adlarına benzetilerek ilgili nesnenin resimleri çizildi. Kısa zamanda o nesnelerin işaretleri nesneyi değil, o nesnenin adındaki sesleri belirtmeye başladı. Bu şekilde, hecelerin seslerini simgeleyen işaretler kullanılarak kayıtlar tutuldu. Böylece zamanla günlük konuşmaların seslerini belirten işaretler ortaya çıkmış oldu.