Gerçekliğine İnanmak İstemeyeceğiniz Yaşanmış Olaylar
Halk hayaletleri, sıkı kurallarla belirlenmiş geleneksel doğaüstü hikâyelerin ana konusudur. Bu hikâyelerde anlatan ve dinleyen, gizli bir anlaşma içindedir: Hikâyede anlatılanın tümüyle doğru olduğuna inanırlar. Hikâyenin doğruluğu için ‘kanıt’, olayın anfatanın ‘arkadaşının arkadaşı’nın başından geçmesidir. Anlaşılacağı gibi, böyle bir ‘kanıt’ karşılaştırmayı olanaksız bırakıyor. Bir araştırmacı olayda yer alanların isimlerini sorarsa, bu kişilerin iz bırakmadan yok oldukları söyleniyordu. Böylece, hikâyenin doğruluğunun kontrol edilebileceği hiçbir şey bulunamıyordu. Tabii ki, bu durumda araştırmacılar hikâyeyi sadece halkın uydurduğu bir söylenti olarak nitelendiriyorlardı.
Hayalet hikâyelerinin birçoğuna tüm dünyada rastlanıyor. Bunlar özellikle Kore, Kanada, Malezya, isveç, Sicilya, Pakistan ve Güney Afrika’da anlatılıyor. İngiltere’de ise her bölgenin keridine özgü otostopçu hayaleti var. Elbette ayrıntılar, yani otostopçu hayaletin yaşı, cinsiyeti, dış görünümü farklılıklar gösteriyor. Ayrıca olaya tanık olanların sayısı, yolculuk yapılan aracın tipi aynı olmuyor. Bu araç otomobil, taksi, motosiklet, at arabası veya fayton olabiliyor.
Klasik bir örnek:
En çok anlatılan bir olay şöyledir: Otostopçu hayalet bu kez genç bir kadındır. Otostopçu genç kadın sırra kadem basmadan önce, sürücüye adresini verir. Sürücü olaydan sonra ne olduğunu anlamak amacıyla verilen adrese uğradığında, genç kadının yıllar önce öldüğünü dehşetle öğrenir. Stanbridge karşılaşmasında böyle zekice kurulmuş bir sonuç yok. Ayrıca geleneksel otostopçu hayalet olaylarında kullanılan dramatik öğeler de bu olayda yer almıyor.
Kültürel inanışlar otostopçu hayaletin farklı yerlerde farklı yorumlanmasına neden oluyor. İngiltere’de onun (kadın veya erkek) trajik bir otomobil kazasında ölmüş birinin ruhu olduğuna inanılıyor. Hawaii’de ise Mauna Loa volkanını bekleyen Tanrıça Pele olarak yorumlanıyor. Anlatılanlara göre Pele, sepet taşıyan ihtiyar bir kadın kılığında görünüyor. Bindiği otomobilin sürücülerini kaybolmadan önce volkanın patlayacağı hakkında uyarıyor. Malezya’da otostopçu hayaletin Langsuyar isimli bir vampir olduğu düşünülüyor. Langsuyar, geceleri ıssız yollarda çekici bir kadın kılığında otostop yapıyor. Sürücünün kendini almasından kısa bir süre sonra korkunç çığlıklar atarak uçuyor ve yok oluyor.
Bu üç değişik örneğe ek olarak bazı bölgelerde otostopçu hayalet, kâhin, peygamber, şeytan, cin veya peri qlarak da yorumlanabiliyor. Yok olan, fizikötesi hayalet hikâyesi, kendini kültürel yapılara kolayca uyarlayabiliyor. Bütün toplumun ihtiyaçları bu hikâyenin içinde dile getirilebiliyor. Bu özellikleri de, onun niçin toplumlarda bu kadar yaygın olarak anlatıldığı sorusuna ışık tutuyor.