Ülkemizde birçok konuda bilinen yanlışlar bulunmaktadır. Bu yanlışlar birtakım kazalara sebebiyet vermektedir. Fakat konu özellikle tarih olunca, bilinen yanlışlar çok büyük zararlara yol açmaktadır. Yanlış tarih bilgileri, bir insanın dünya görüşünü ve ideolojisini yanlış şekillendirerek, topluma zararlı bireyler oluşturabilir.

Ulubatlı Hasan

Ulubatlı Hasan herkesin duyduğu bir isimdir. İstanbul'un fethi sırasında Bizans burçlarına bayrağı ilk diken asker, olarak anılır. Fakat Ulubatlı Hasan'ın adına ve hikayesine dönemin Osmanlı ve Bizans kaynaklarında rastlanmamaktadır. Ulubatlı Hasan, fetih sırasında Constantinople yani İstanbul'da bulunan Bizanslı tarihçi Francis'in yazdığı eserin orijinal nüshasında bulunmamaktadır. Ulubatlı Hasan, fetihten çok sonraki tarihlerde Francis'in eserine geniş ilaveler yapan Melissinos tarafından yazılmıştır.

Çoğu tarihçi Melissinos'un, kitabı ilgi çekici bir hale getirmek için Ulubatlı Hasan karakterini uydurduğunu savunmaktadır. Bir diğer yandan, fetih sırasında anlatıldığı gibi Fatih Sultan Mehmet'in koskoca ordunun içinden tek bir askeri fark edip 'kimdir bu yiğit ?' diye sorması da mantığa ters düşmektedir. Netice olarak Ulubatlı Hasan, Türk tarihininde kendisine yer tutmuş isimlerden birisidir. Fakat bütün vatandaşlarımızın Ulubatlı Hasan'ın mitolojik bir karakter olduğunu bilmesi gerekmektedir.

Hezarfen Ahmet Çelebi

Ne yazık ki Türk havacılığının simgelerinden olan Hezarfen Ahmet Çelebi'nin de gerçek bir karakter olup olmadığı konusu şaibelidir. Hezarfen Çelebi sadece Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı eserinde zikredilir. Fakat Evliya Çelebi'nin bu eserinde, havada cinlerin dövüş etmesi olayına şahit olduğu gibi kulağa gerçekçi gelmeyen bir çok hikaye de vardır.

Dönemin hiçbir Osmanlı kaynağında geçmediği ve resmi belgelerde de bu konuyla alakalı bir bilgi bulunmadığı için Hezarfen Ahmet Çelebi, gerçekliği tartışılır bir kişidir.

Çin'deki Türk Piramitleri

Bu iddia önce yabancı basında ortaya çıkmıştır. Daha sonra bizim ülkemizde yayılmıştır. Bakıldığı zaman, yanlış bilgiler en çok da yine basın ve medya aracılığıyla yayılmaktadır. Bu piramitler hakkında söylenenler, bunların Türk Kağanlarının mezarları olduğu ve Çinlilerin bizim bu yapıtlarımızı gizlemek için bu piramitlere tepe görünümü verdikleri, şeklindedir.

Çin-Türk münasebetlerini ve İslam Öncesi Türk Tarihi konusunu ülkemizde en iyi bilen isimlerden Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, bu konuya defalarca cevap vermiştir. Ahmet Taşağıl, bu yapıların piramit değil höyük olduğunu ve Çin imparatorlarına ait mezarlar olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Türklerin konargöçer yaşam tarzı sebebiyetiyle böyle devasa yapıları yapmasının mantıksız olduğunu, yapılmış olsa bile Türk tarihine ait birçok ögeyi muhafaza eden Çinlilerin bu yapıtları tahrip etmek bir yana dursun, bunları inceleyip çıkan arkeolojik eserleri sahipleneceğini söylemektedir.