Yunus Emre, hayatını Anadolu yöresinde sürdürmüş en büyük Türk ozanlarından biridir. Kendisi, 13. ve 14. yüzyıllarda yaşamış olsa da, günümüzde şiirleri hemen hemen herkes tarafından bilinmekte ve sevilmektedir. Hayatı hakkında çok fazla bilgiye ulaşılmayan Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmaya ve Anadolu Türk Beyliklerinin kurulmaya başladığı dönemden, Osmanlı Beyliğinin kurulmasına kadar geçen sürede yaşamış bir halk şairidir.

Onun yaşadığı yıllarda Anadolu’da Moğol istilasının etkisiyle iç kavgalar, siyasi zayıflık, kıtlık, kuraklık gibi çok zor günler yaşanmaktaydı. Yunus Emre mezhep ve din ayrılıklarının da olduğu böyle bir dönemde Allah sevgisini, din ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini yaymaya çalışarak Türk – İslam birliğinin kurulmasında büyük bir rol üstlenmiştir.

Yaşadığı dönem, Moğolların Anadolu’yu istila etmeye başladığı, halkın zor ve sıkıntılı günler yaşadığı zamanlara denk gelmektedir. Ancak; Bolu, Eskişehir, Sakarya gibi illerde bulunması, onun yaşadığı veya doğduğu yerlerden biri olduğunu düşündürmektedir. Bunlardan başka tasavvuf düşüncelerini yaymak amacıyla; İran, Azerbaycan, Şam, Tebriz, Şiraz, Sivas ve Maraş gibi yerleri de gezmiştir.

Yunus Emre 1240 yılında doğmuş 1320 yılında hayata veda etmiştir. Pek çok ünlü ozan gibi Yunus Emre’nin de yaşadığı yer tam olarak bilinmemektedir; ancak çeşitli eserlerden yola çıkarak Eskişehir ilinde bulunan Mihalıççık ilçesinin bir köyü olan Sarıköy’de yaşamını sürdürdüğü düşünülmektedir. Yunus Emre’nin yaşamı ile ilgili kesin bilgilere ulaşılamamakla beraber, bazı rivayetler bulunmaktadır.

Bu rivayetlere göre Yunus Emre, okulda başarısız bir öğrenci olup, okumayı ve yazmayı bir türlü öğrenememektedir. Bu durumu gören babası, Yunus Emre’yi okuldan alarak, işlerin başında durmasını ve çalışmasını istemiştir. Çiftçilik yaparak, hem babasına yardım eden hem de geçimini sürdürmekte olan bu büyük ozan, Hacı Bektaş-i Veli ile tanışma şansına erişmiş ve bu tanışmanın ardından da insanların bildiği Yunus Emre olmaya, adım adım yaklaşmıştır.

Yunus Emre’nin Hacı Bektaş-i Veli ile tanışmasına bir kuraklık ve kıtlık dönemi vesile olmuştur. Yiyecek hiçbir şeyi kalmayan ailesi için, yörenin eli açık insanlarından bir tanesi olan Hacı Bektaş-i Veli’nin yanına giden Yunus Emre, kendisinden buğday ister. Hacı Bektaş-i ise; Yunus Emre’nin efendi ve saygılı halinden oldukça etkilenmiş olsa gerek ki kendisini Taptuk Emre’ye yönlendirir ve tanışmalarını sağlar.