Bu yapılan hiç de yasal birşey değildi. Ama askerler de insandı ve onların da birkaç gün de olsa eğlenmeye hakkı vardı. İşte o günlerde otoriteler askerlere söz geçiremedi ve askerler 1 haftalığına da olsa barış yaptı. O hafta 1914'ün son haftasıydı. Yıllardan 1914'tü. İki tarafta hala düşmanlarının hainliklerini görmemişlerdi. Fransa'daki siper savaşı, iki tarafın da aracılar olmadan iletişim kurabilmesini mümkün kılıyordu. Sadece yüksek sesle bağıran birisi yeterli olabiliyordu.

Siper savaşı iki cepheyi de oldukça monotonlaştırmıştı. 'Tüm gün savaş, akşama yemek gelsin'. Bu yemek zamanı resmi olmayan bir şekilde barış zamanıydı. Savaş raconuna göre yemek zamanı ateş açılmazdı. Askerler şarkı söyler kart oynarlardı. Almanlar çok iyi İngilizce biliyorlardı. Bu nedenle Alman askerler Fransızların İngiliz destekçileriyle rahatlıkla iletişim kurabiliyordu. Akşam vakitlerinde düşman askerler bir anda kendi aralarında sigara ticareti yapıp kısa zamanlı sohbet edebiliyorlardı.

I. Dünya savaşının ilk yılbaşısı yaklaşırken, hem kadın grupları hem de askerler 1 haftalık barış talep ettiler fakat otoriteler bu isteği reddetti. Fakat o hafta bürokrasi yenik düşecekti. Askerler yılbaşını kutlayacaklardı. on hafta askerler birbirlerinin tarafına geçti. Yemeklerini paylaştılar, gülüştüler ve her ne kadar talepleri reddedilmiş olsa da kısa zamanlı bir barış ortamı yaşadılar. Batı cephesinde şenlik havası vardı. Konserler, likörler, tütünler... Harp alanı parti alanına dönmüştü. Bu durumdan memnun olmayan bazı kimseler elbette ki vardı. Bazı askerler karargahlara mektup yazıp bu şenlik havasının sonlandırılmasını, yetkili birilerin duruma müdahale etmesini söylüyordu. Bunlardan birisi de Bavyara ordusundaki genç Adolf Hitler'di.

Kişilerin itirazları durumu değiştiremedi. O yılbaşı şenlik havasında kutlandı. Bu olay Dünya Savaşı tarihindeki ilk ve tek kendince oluşmuş bir barıştı. İlerki yıllarda savaş kızışınca böyle bir olay bir daha yaşanmadı.