Her şey 1993 yılında başladı. Rus arkeologlardan oluşan bir grubun Rusya, Kazakistan , Moğolistan ve Çin'in sınırlarının birleştiği Güney Altay'daki Ukok Yaylasında bulunan Pazırık kurganlarda kazı çalışmalarını vücudu bozulmamış bir kadınla karşılaştılar.

Pazırık'ta MÖ 5-3 yüzyıllara tarihlendirilen soylu bir aileye ait olan Buz Bakiresi / Ukok Prensesi / Altay Prensesi adı verilen , tahmini 25 yaşında öldüğü düşünülen ve hayvan desenleriyle süslenmiş , iyi korunmuş bir mumya , arkeolog Natalia Polosmak tarafından 1993 yılında bulunmuştur. Ruslar ona Prenses Ukaka demiştir.

Donmuş toprak tarafından korunan mezar günümüze kadar gelebilmiştir.Defin işleminden sonra mezar odasının içerisi sularla dolmuş ardından da Altay'ın yüksek yaylalarındaki bu soğuk iklimde buz tuttuğundan dolayı mezarın tüm içeriğinin günümüze kadar korunduğu düşünülmektedir.

Altay Prensesi tahrip olmamış Pazırık Kurganlarında bulunan en ünlü mumyadır. Genç bir kadın olması itibariyle Pazırık ve Türk Kültürüne ait nadir örnekleri günümüze taşımıştır.

Mumyanın bulunmasıyla gerçekleşen en heyecan veren gelişme Buz Bakiresinin vücudunda modern anlamda dövmelere benzeyen vücut süslemeleri oldu. Prensesin sol omzunda akbaba gagasına ve oğlak boynuzlarına sahip bir geyikten oluşan mitolojik bir hayvan vardı.

Başparmağında ve kollarında hayvan motifleri bulunmaktaydı. Başparmağındaki dövme çiçeklerle biten boynuzlarıyla bir tür geyiği simgelemektedir. Buz bakiresi denilen bu mumyalanmış insan ve bunun gibi vücutlarında hayvan desenli dövmeler bulunan mumyalar bulunmuştur. Mumyalar bulunduğu yer sebebiyle Çin ve Rusya arasında sınır tartışmalarına da konu olmuştur.