Meyve Kokulu Bombaların Korkunç Amacı
Tüm iletişim hatları kesilmiş ve bölgenin Irak’la bağı kopmuştu. Bu bölgede dört bin Irak askeri de vardı. İran ordusunun bu kadar yaklaşması ve bölgenin Kürtlerin denetimine girmesi Baas rejiminde panikletti. Saddam Hüseyin İran Ordusu’nun ilerlemesini durdurmak için Mecid’e bir kez daha kimyasal saldırı emri verdi.
Mecid’in komutasındaki Irak birlikleri 16 Mart sabahı Enfal’in en acımasız saldırısı için düğmeye bastı. Önce hava bombardımanı, ardından topçular devreye girdi. Bunlar Halepçe sakinleri için yıllardır süren İran-Irak savaşının sıradan görüntüleriydi. Her zaman yaptıkalrı gibi evlerine ve sığınaklara girdiler. Oysa Irak Ordusu yeni bir taktik kullanıyordu. Önce bölgeyi konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağlayarak ikinci harekatın önünü açtı. Sonra da kimyasal bombalar devreye girdi.
İkinci bombardıman başladığında ortaya kesif bir elma kokusu yayıldı. Kokuya kimse anlam veremedi. Camlar kırıldığı için içeri girenler de zehirli gazlardan kurtulmadı. Kokuyu genizlerinde hisseden insanlar, hem hayvanlar ölmeye başladı.
Halepçe’ye düşen bombalarda hardal, sarin ve VX gibi gazlar yüklüydü. Gazı soluyanların derisi yanmaya başladı, solunum sistemleri çöktü. Kimisi evinin kapısının eşiğinde, kimisi bahçesinde, kimisi de duvar dibinde, kimisi ise ‘kurtulurum’ umuduyla kaçmaya çalıştığı dağ yolunda yakalandı ölüme.
17 Mart’a kadar aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı bugün bile hâlâ net değil. Bir çok kesiminin kabul ettiği ortak sonuç, çoğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin yaralandığı. Ancak savaştan sonra kasabaya giden yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde.