Attila, 5.yüzyılda Avrupa'da yaşamış olan Hun İmparatorluğu'nun hükümdarıdır. 395 yılında Macaristan'da İtil kıyılarında doğdu.

Adının manası, “İtil’de doğan” demektir.Babası, Avrupa Hun Devleti'nin kurucusu olan Muncuk Han'dır. Amcası Rua, onu babası öldükten sonra bozkırda tek başına yaşamaya çalışırken buldu ve yanına aldı. Vizigotlar'a karşı Roma İmparatorluğu'yla ittifak yapan Attila, bir süreliğine Roma'ya Flavius Aetius'un davetlisi olarak gitti. Her şey iyiye giderken, Rua'nın ölüm haberini aldı. Geri dönerek kardeşi Bleda ile birlikte [doğuda Hazar Denizi kıyılarından batıda Alpler ve Baltık Denizi'ne kadar uzanan] Hun İmparatorluğu'nun ortak hükümdarı oldu.[3] Attila, Kurnaz bir savaşçıydı. Acımasız ve çok gururluydu. Birtakım göçebe kavimleri, Türkler'i, Moğollar'ı, Rusya ve Avrupa'nın diğer kavimlerini çevresinde toplayarak büyük bir savaş devleti kurdu. O, dünyanın tek hâkimi olmak istiyordu.

Tıpkı Büyük İskender gibi bütün dünyaya hâkim olmak ihtirası ile dopdolu bulunan Attila, bu büyük emelini tamamen gerçekleştiremedi. Ancak tarihin tanıdığı en ünlü cihangirlerden biri oldu. 445'te, İlk iş olarak imparatorluğun batı bölümünü idâre eden ağabeyi Bleda'yı öldürttü. Bu durum, Attila'nın tek başına Hun hükümdarı olmasını sağlamıştır. Daha sonra aşık olduğu Nakara [Kimi kaynaklarda Arıkan] ismindeki esir bir kızla evlenen Attila'nın bir oğlu oldu, doğum sırasında eşi Nakara hayatını kaybetti.

Attila, Gençliğini barış için rehin olarak Roma'da geçirmiş, bu yüzden Roma kültürünün yanı sıra zaaflarını ve karakterlerini incelemişti. Latince'yi de ana dili gibi öğrenmişti. Hükümdar olduktan sonra Romalılar hakkındaki bütün bu bilgilerini en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı.