Hz. Süleyman (as), saltanatlı ve azametli bir peygamberdir. O'nun krallığı bu günkü Filistin, Ürdün'ün tamamı ve Suriye'nin bir kısmını içine almakta idi. Hz. Süleyman'ın eserleri arasında, memleketin savunması için inşa ettirdiklerini ilk sırada saymak lâzımdır. Asker sevki için seçilen kilit noktalarda yaptırılan istihkâmlar bu bakımdan çok önemlidir.

Hz. Süleyman (as)'ın en mühim eseri , Siyon Dağı'na inşa ettirdiği Mâbed'tir. Babası Hz. Davud (as) zamanında aynı yerde yalnız bir çadır vardı ve bu çadıra Tâbutül-Ahd (Ahid sandığı) konulmuştu. Süleyman Mâbedi veya sadece Mâbed denilen yapının bugün temel duvarlarından bir bölümü kalmıştır. Ağlama duvarı olarak isimlendirilen kısım da bu temeldir. (Osman CİLACI, Şamil Islam Ansiklopedisi)

Tarihteki pek çok kavim gibi İsrail oğulları da kendilerine verilen nimetlerin kıymetini takdir etmeyip Cenâb-ı Hakk'a isyan ettikleri için cezalandırıldılar. Semadan perdesiz olarak gelen bıldırcın eti ve helvaya karşı bile nankörlük eden anlayışın, ağaçtan yaratılan nimetleri takdir etmesi kolay değildir. Aslında nankörlük sadece İsrail oğulları için değil, tüm insanlar ya da nefislerimiz için geçerli.

Rivayet edilir ki, Romalıların yıktığı son mabedin sadece bir duvarını fakirler geri kalanını da zenginler inşa ettirmişlerdi. Romalılar neyi yok ettiklerini göstermek için olsa gerek, duvarın birini bırakmışlar; o da fakirlerin yaptırdığı bugünkü ağlama duvarı. Yavuz Sultan Selim’e kadar Hristiyanların çöplüğü olarak kalan meşhur duvar.