Bundan 4000 yıl önce, Honduraslı yerliler tüm dünyayı etkileyecek bir keşif yaptılar. Kakao çekirdeklerinden bir içecek üretmişlerdi ve bunun onlar için anlamı yeni bir tat bulmanın çok da ötesinde değildi. Oysa hayatımızda önemli bir yeri olan çikolataydı keşfettikleri.

Etimoloji uzmanları çikolata kelimesinin, Aztek dilindeki “xocolatl” kelimesinden geldiğini belirtiyorlar. Kelimenin sonundaki “atl” kısmı “su” veya “içecek” anlamına geliyor. “Xocol” kısmı için ise üç farkılı açıklama bulunuyor; kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde havanda dövülmesinden dolayı “gürültü” anlamına geldiğini düşünenen etimologların yanı sıra, “acı” ya da “sıcak” anlamında kullanıldığını söyleyenler de bulunuyor.

Çikolata soğuk ve acı bir içecek olarak başladı macerasına ve özel günlerde ve dini rituellerde “acı içecek” olarak tüketildi. Aztek ve Mayalar, yüzyıllar boyu bu lezzetin keyfini çıkarmakla kalmayıp, kakaoyu ticaretin de baş aktörü yaptılar. Kakao çekirdeği o kadar değerliydi ki, alışverişlerinde para yerine kakao kullandılar. İnanç dünyalarını, kültürlerini de etkiledi kakao.

Aztek mitolojisine göre kakao ağacı, cennette yetişen “İyilik ve kötülük ağacı”nın yeryüzündeki temsilcisiydi. Çikolatanın Kristof Kolomb’un keşif gezisinde fark edilip, İspanyollar tarafından önce Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılması ise çok sonraları, 16. yüzyılda gerçekleşti. Kakaonun Avrupa’ya ulaşması çikolata için yeni bir çağın başlangıcıydı.

İÇİLEN ÇİKOLATADAN YENEN ÇİKOLATAYA

Çikolata, Avrupa’ya adım attıktan sonra uzun süre seçkin kesime yönelik bir lezzet olarak kaldı. İtalyan kahve dükkanlarında ve Londra’nın ünlü kulüplerinde çikolata yudumlamanın zevki hızla yayılsa da, geniş kitlelerle buluşması için Sanayi Devrimi’ni beklemek gerekti. 1700’lerde kakao yağının bulunmasıyla beraber, katı çikolata yapımının yolu açılmış oldu ve ilk kalıp çikolatalar İngiltere’de üretildi. Öte yanda Henri Nestlé, sütteki suyun buharlaştırılarak süt tozu elde edilmesini sağlayan bir metodu bularak, çikolatanın tadında bir devrim yaşanmasını sağladı. Bu, hem İsviçre’de kalıp haldeki ilk sütlü çikolataların yapılmasına yol açan mükemmel bir buluştu, hem de çikolata denildiğinde akla ilk gelen marka olan Nestlé’nin doğuşunu müjdeliyordu.