İskitler denilince adı fazlaca geçen isimlerden birisi de şüphesiz Tomris Hatun'dur. Gerçek bir karakter ve hükümdar olduğu kesindir. Fakat Tomris Hatun'un İskit Kraliçesi olup olmadığı açık bir konu değildir. Pers Kralı Kiros'un M.Ö. 529 yılında Tomris Hatun'un başında bulunduğu bir kavime karşı yenildiği ve öldüğü biliniyor. Fakat Tomris Hatun'un başında bulunduğu kavimin Massagetler olduğu da ileri sürülmektedir. Sonuç olarak Tomris Hatun için İskit Kraliçesi tabirini kullanmak yanlış olacaktır.

İskitler, Büyük İskender ve hatta ondan önce İskender'in babası zamanında da Makedonya Krallığı ile düşman idiler. Zira İskitler'in batıdaki faaliyetleri Makedonya'yı tehdit etmekteydi. Büyük İskender'in esas hedefi Persler olduğu için İskitler, İskender'in güçlü olduğu bu devirlerde çok fazla zarar görmeyerek yine ayakta kalmayı başardılar. Fakat M.Ö. 200'lerde İskit topraklarına başlayan Sarmat akınları sebebiyle yıpranarak dağılmaya başladılar. Buna rağmen birkaç asır daha tarih sahnesinde rol oynayarak, M.S 250'lerde bir Germen kavmi olan Gotlar tarafından yıkıldılar.

İskitler bozkırın getirdiği şartlar itibarıyla kelimenin tam manasıyla asker doğuyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da at binmesini, yay çekmesini, kılıç kullanmasını biliyorlardı. Bir kadın, en az 3 düşman öldürmeden evlenmeye uygun görülmezdi. En büyük silahları ok ve yaydı, bundan başka akinakes adlı kısa bir kılıç da kullanmaktaydılar.

İskitler çoğu antik uygarlıkta görüldüğü üzere, birçok tanrıya tapmakta idiler. Ares, Tabiti, Abi, Papaios, Oitosyros bu tanrılardan bazılarıdır. Heredotos, İskitler'in Ares için tapınaklar inşa ettiklerini ve ona hayvanlardan başka 100 esirden birini de kurban ettiklerini söylemektedir. Bundan başka İskitler, ölülerini dikdörtgen biçimli bir mezara gömerek huzura kavuştururlardı. Mezarın içerisine hükümdarın atı, değerli eşyalarının yanında birkaç hizmetkar ve karısı da öldürülerek gömülürdü.

İskitler sanatsal eserlerinde gümüş, altın ve bronz madenini işleyerek değerli eşyalar ortaya çıkartıyorlardı. Geometrik şekillerden çok dağ keçisi, geyik, aslan, kartal ve balık gibi hayvan tasvirleri dikkati çekmekteydi.