Kazıklı Voyvoda, namı diğer III. Vlad Dracula, kesin olarak tarihte bulunan gelmiş geçmiş en zalim hükümdarlar arasında ilk sıralarda bulunur. Acımasızlığı ve uyguladığı işkence yöntemleri sebebiyle Osmanlılar tarafından Kazıklı Voyvoda, Macarlar tarafından cellat anlamında kullanılan Tepeş, kendi milleti romenler tarafından ise şeytan anlamında Drakul olarak adlandırılmaktaydı. 1431 yılında Romanya'da doğan lll.Vlad'ın babası, bulunduğu dönemde Wallachia (Eflak) tahtında oturan II. Vlad'tı. ll.Vlad Dracul cengâverliği ve acımasızlığıyla ün salmıştı. Soyadı olarak kullandığı lâkâbı olan Dracul'un Romence'de şeytan anlamına gelmesi de ona yönelik kitlesel korkunun görünen bir ifadesiydi. Romenler tarafından "Wallachia" olarak andırılan bu topraklar Sultan II. Murat'ın amansız akınlarının ardından Eflak ve Boğdan isimleriyle Osmanlı'nın egemenliğine girince, baba Vlad da ister istemez Osmanlıya bağlılığını bildirmek ve Osmanlı'ya vergi vermeyi kabul etmek zorunda kalmıştı. Bunun haricinde, en küçük oğulları 11 yaşındaki Vlad ve 7 yaşındaki Radul'da gelecekte Eflak ve Boğdan Voyvodası olarak atanmaları planlandığı için, baba Vlad'ın da rızasıyla yetiştirilmek üzere Edirne sarayına getirilmiştir.

Sultan II. Murat, bu iki çocuğa o dönemin en iyi öğretmenlerini ve en iyi olanaklarını sundu. Geleceğin "İstanbul Fatihi" olacak oğlu şehzade Mehmet ile birlikte yetiştirildiler. 3 çocuk seneler boyunca çeşitli eğitimleri birlikte aldılar. Bunun haricinde kılıç kullanmayı, ata binmeyi ve devlet yönetiminin türlü inceliklerini birlikte öğrendiler. 1448 senesinde Eflak-Boğdan Macar Krallığı'nın kışkırtması yüzünden Osmanlı'ya karşı ayaklanır ve III. Vlad'ın babası ve büyük kardeşi II. Mircea Romen soylularınca öldürülür. Osmanlı'nın desteğiyle harekete geçen lll.Vlad bir süreliğine Eflak'ın yönetimini ele geçirse dahi sonrasında yenilir ve tutsak alınarak sürgüne gönderilir.

Macarların kontrolündeki sürgün senelerinden sonra 1456 senesinde Belgrad kuşatması esnasında, karışıklıktan faydalanarak Osmanlı'nın desteğiyle Eflak'a saldırır, başarılı bir saldırı sonucu yönetimi ele geçirir ve Osmanlı'ya bağlılığını bildirir. Böylece 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Eflak ve Boğdan'a Voyvoda olarak atanır.

Başlangıçta herşey yolunda gitmektedir. Bölgeyi büyük bir başarıyla yönetebilen olan Vlad, Osmanlı İmparatorluğu'nun çıkarlarını içtenlikle korumakta ve devletin vergi gelirlerini düzenli olarak toplayıp, merkeze yollamaktadır. Bu sadakatinin karşılığında saray da, ona her Voyvoda'ya tanınmayan düzeyde çok geniş bir özerklik alanı sunmuştur. Fakat gün geçtikçe Vlad değişmeye başlar. 1459 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'na vergi ödemeyi reddeder ve Macaristan Krallığı'yla ittifak yapar. Bu arada babasının bölgede efsaneleşmiş olan soyadı Drakul'u da, eski Romence'de şeytanın oğlu anlamında Drakula olarak kullanmaya başlar. Eflak ve Boğdan'a egemen olan huzurlu olan bir kaç yıl içinde yerini tam bir cinnet atmosferine bırakmıştır.

III. Vlad Drakula git gide acımasız bir caniye dönüşür. Kendisine zalimane birde meşgale bulmuştur: kazığa oturtma işkencesi. Sarayın çevresini binlerce sivri kazıkla donatan Voyvoda, suç işleyenleri veya suçlu gördüğü insanları canlı bir şekilde bu kazıklara oturtmakta ve kurbanlarının günler süren can çekişmelerini büyük bir keyif alarak izlemektedir. Bu kazıkları oturtulan kişilerin hemen ölmemesi, belli bir müddet acı çekmesi için özel olarak yaptırmakta ve yağlatmaktaydı. Ayrıca sık sık bu kazıkların arasına masalar kurdurur. Kazığa geçirilmiş insanlar arasında ziyafetler düzenlerdi. Bu arada halkı arasında onun şeytani bir güç kazanmak amacıyla düşmanlarının kanını içtiğine dair söylentiler yayılmıştı.