Okuyan insanı delirttiği söylenen, kadim tarihin en tehlikeli büyü kitabı: Necronomicon

“Okuyanın ruh sağlığını etkileyen, doğaüstü güçlerin anlatıldığı, büyü ve diğer varlıklarla alakalı ilginç bilgilerin olduğu kitap!” tanımıyla birçok kitabı duymuşsunuzdur mutlaka. Necronomicon, El Hazret isimli Arap bir gezgin tarafından M.S. 700’lü yıllarda Şam’da yazıldı. Kitabın ünü ise gerçekten ürkütücü detaylar barındırmasından gelir.

Arabın Kitabı, Ölülerin Çağrı Kitabı, Ölü İsimlerin Kitabı, Çıldırtan Kitap gibi farklı isimlerle anılan kitabın insanlara korkunç fikirler aşıladığı, karanlık gerçekleri ile okuyanları deliliğe ve hatta ölüme götürdüğüne inanılıyor. El Hazret’in, yıllarca çöllerde aranıp, çok eski günlükleri bulması ve delirmesinden sonra kötü ruhlarla karşılaşmasını, insanların yeryüzüne gelmesinden önce yaşanan azothoth dönemini, ruhlar alemiyle nasıl iletişim kurulacağını ve ölülerin nasıl harekete geçirileceğini anlatır.


Tufan öncesiyle ilgili inanılmaz gerçekler vardır. El Hazret kaybolmuş geçmişin iç yüzünü anlatırken, Tevrat´daki “Yaradılış” bölümüyle, mitolojik kaynaklar arasında kesin benzerlikler olmasına rağmen Tevrat bunları gizlemekte, bugüne kadar yapılan çeviriler ise kutsal kitabın aslından çok uzak. Geniş ayrıntılarla geçmişin ve dinlerin kaynağının iç yüzü anlatılıyor.

İnsan ırkı, dünyadan önce başka bir yerdeydi. Buna başka kürelerden gelme denmekte. Neo-Platonist inançlara göre anlatılan dünya benzeri yıldızlarda kendilerine özgün yaşam formları bulunmaktadır. Bu yaşam biçimlerinin özellikleri kozmik hiyerarşinin evrim çizgisiyle belirlenirler.

Özel zamanların belirlenmesiyle ve özel semboller kullanılarak, eskilerle ilişki kurulabilir ve onlardan istenilen kozmik bilgiler alınabilir, o zaman geçmişe ve geleceğe hakim olmak mümkündür ama bu tehlikeli bir yoldur çünkü insan taşıyabileceği bilgiyi edinmeli ve bunun farkında olmalıdır.

Necronomicon’da geleceği görmenin yollarını da anlatıldığı için Nostradamus’un geleceği görebilmesinin bu sayede olduğu iddia ediliyor.Gece yarısı, gizli odamda yalnız çalışırken, otururum üç ayaklı pirinç sehpada. Küçük bir ışık gelir, insansız yerden. Düşüncemi aydınlatır, talihimin boş yere olduğuna inanmıyorum.

Asa ellerimin arasında, konuşulur Branches ortamında, su hareketleniyor, limbe eteğinden ayağa, büyük bir korku, içten bir ses, farklı bir titreme, ilahi ışık kutsal haber artık yanımdadır.